kayıp

merhaba,

dün yazdıklarım silinmiş, görünüşe göre blog bile sana yazmamı istemiyor gibi :)

keşke seni hiç tanımasaydım diye düşündüm belki böylece ileri sen ile ilk defa tanışma fırsatım olurdu .

son şarkımızı yazmıştım kayıp satırlar, daha birçok şey daha ama onları tekrar yazmak zor, yeniden dinlediğimde hala aynı his, bu his, bu acı geçene kadar tekrar dinleyeceğim, belki de bir süre dinlememek daha iyidir, hala boğazımda düğümleniyor o son gece

önümde kilitli kapılar, anahtarları sende gitmesen olmaz mı en azından bir gece, içimde bir kara orman yanıyor, gittiğinde...

ne kadar düşünsem de anlamıyorum bu kadar kötü bir şey mi yaptım kendimi suçlamıştım ama belki de sadece bahaneydi, sonuçta etrafında biri'ni istemeyen sendin.

sen miydin hatırlayamıyorum, elis sen onları,kurgu ve sanal şeyleri, gerçek  sanıyorsun çünkü sen çocukluğunu özlüyorsun, doğru tespitti, çok doğru... ben büyümeyi hiç istemedim, yaşımı büyütmedim sonunda içinde çocuk sıkışmış bir kıza döndüm.

kendimi dormant hale aldım nasıl bir tohum çimlenmek için uygun koşulları beklerse, nasıl bazı hayvanlar kış uykusuna yatarsa öyle uyuttum kendimi değiş diyordu herkes ama ben değişemiyordum elis'le tanıştım o olmasa nasıl katlanırdım bilmiyorum beni seven tek kişi o gibiydi kimse bana sarılamadığında, dinleyemediğinde ben onunla ağladım. tanımadığım insanlar bana böyle hitap ettiğinde daha güçlü hissediyordum onu ve tanımadığım zamanlarda seni, ayırdığın keskin çizgileri bilmiyordum, bana herkes yalan söyledi seni tanıdığımda dünyanın iyi bir yer olduğunu düşünmeyi bırakmıştım çünkü ettiğim iyilik temennileri asla gerçek olmamıştı, dualarım kabul olmamıştı değişmek için senin yalan diye kestirip attığın bir kurguya inandırdım kendimi ve bunu başaracağım, değişmeyi. seni hayal kırıklığına uğrattığım için özür dilemiştim ama kendimden de özür diliyorum şimdi. bana bi gram değer vermemiş birine tüm bunları açıklama zahmetinde bulunup değer verdiğim için, üzgünüm kendime.

neden bazı insanlar doğası gereği diğerlerinden daha hassas, bilmem kendime anlatamıyorum seni tanımayan insanların ne dediği sen değilsin, onları asla üzemezsin tek üzülen sen olursun, öylesine yazdığı şeyleri bi kenara bırak hiçbiri senin düşündüğün kadar ciddiye almıyor duygu adı verilen şeyi. en azından bunun zayıflık olduğunu düşünmeyi bıraktım keşke bazen yine de daha umursamaz olmayı diliyorum, bir gün bunu da başaracağım.

umarım bir gün hayatın senin en sevdiğin siyah ve beyaz renkleri gibi kesin, kalın çizgilerle ayrılamayacak kadar basit olmadığını anlarsın.

Yorumlar

Popüler Yayınlar